Yorumlara göre kredi piyasalarında son yaşananlar bir alım fırsatı olarak ortaya çıkıyor. Bu yorumlar Türkiye açısından daha da olumlu bir senaryo çiziyor Kazanılan veya kaybedilen paradan sadece yatırımcının kendisi sorumludur. Ama bu sorumluluğun en iyi şekilde kullanılması da iyi bilgi elde etmekle olur. Ne var ki içinde bulunduğumuz günlerde bu her zamankinden daha zor bir şey. Piyasalar bu aralar yeni enstrümanların güdümünde. Bunlar kredi enstrümanları ve son beş yıl içinde bir füze misali sınırlı işlem hacminden dünyanın belki de en büyük piyasası haline geldi. Aynı zamanda da en karmaşık. Bu nedenle gerek Batı’da gerekse Emerging piyasalarda olan biteni medyadan okumak imkansız gibi bir şey. Profesörün anlayamadığını... Profesyonellerin kendilerine sakladığını, finansal piyasa muhabiri nasıl çözümleyip okurlarına aktarabilir? Bir bakıma yatırımcı açısından dikkatli olunması gereken günlerden geçiyoruz. Bu da bizi alım fırsatına getiriyor. Olan bitene baktığımızda geçen hafta piyasalarda yaşanan sert gerilemenin bir alım fırsatı oluşturduğu söylenebilir mi? Olumlu gelişmeler Kredi piyasaları tam bir panik içinde. Kredi piyasalarında yaşananlar riskli kredi kullanımlarını durdurmuş durumda. Şirketlerin piyasaya sürmek istediği yeni bonolar erteleniyor... Borç parayla şirket satın almalar tehlikeye giriyor. Ve bütün bunlar da hisse senedi piyasalarını vuruyor. Bazı yorumculara göre bu bir alım fırsatı. Bu yorumu desteklemek için üç neden öne sürülüyor. Deniyor ki... Kredi piyasalarında büyük bir panik var. Kredi risk primleri sıçramış durumda. Örneğin Türkiye kalitesindeki bir borçlu için geri ödemem sigortası satın almak ortalama 430 baz puanına yükseldi. (Aynı rakam Türkiye için 233 baz puanına çıktı.) Ama... şirketlerin geri ödeme zorluklarına bakın bunlar halen de tarihsel olarak en düşük seviyesinde. Yani risk primi sıçrıyor ama geri ödeme zorluklarının kendisinde her hangi bir sıçrama yok. Bu nedenle deniyor... kredi risk primlerindeki artış esasta irrasyonel bir panikten kaynaklanıyor. Yaşananların bir alım fırsatı olduğunu savunanlara göre bu yorumu destekleyen bir ikinci neden daha var. Şirket kazançları Şirket kazançları dünyanın her yerinde iyi gidiyor. Emerging piyasalar sağlıklı bir şekilde, hızlı büyüyor. Çin ve Hindistan gibi daha on yıl önce kimsenin üzerinde durmadığı dev ekonomiler oluşuyor. Yeni üretim ihtiyacı, yeni ticaret fırsatları, istihdam imkanları tarihi olarak ilk kez bu noktaya gelmiş bulunuyor. Ayrıca AB bünyesine yeni üyeler aldı. Bunlardan dolayı büyük gürültü koptu. Ama Doğu Avrupa şimdi Batı Avrupa için çok kritik ve beklenmedik bir ihracat bölgesi haline geldi. Alman ekonomisi Doğu Avrupa’ya Çin’e sürekli makine ihraç ediyor. Üstelik bu talebin ardı arkası da gelmiyor. Avrupa’da büyük şirketlerin derdi nakit sıkıntısı değil, gerekli iş gücünü bulup üretimlerine artırabilmek. Ortada bir talep daralmasından, bir nakit sıkıntısından eser yok. Bir şey daha var. Dünya ekonomisi geçen yıl ciddi risklerle karşı karşıya idi. Çünkü tek lokomotif ekonomisi tekleyen Amerika’ydı. Oysa günümüzde Asya ve Avrupa ekonomileri Amerika’ya olan bağımlılıklarını azaltmış durumda. Günümüzde dünya ekonomisi daha dengeli. Sonuç Bu yorumlara göre bütün bunları biraraya getirince kredi piyasalarında son yaşananlar bir alım fırsatı olarak ortaya çıkıyor. Bu yorum Türkiye açısından daha da olumlu bir senaryo çiziyor, çünkü herkes Türkiye’nin outperform etmesini bekliyor. Yani görece olarak daha iyi durumda olmasını... (Dikkat edin, bu Türkiye piyasaları her halükarda yükselecek demek değil. Görece olarak iyi gidecek.) Alım fırsatı görüşünü savunanlar iTraxx Crossover’da 450-500 seviyesinden beş yıllık default sigortası satılmasını çekici bir yatırım alternatifi olarak görüyor. (Bu toplam yıllık getiriyi yüzde 11’e yaklaştıracak. Unutmayın bizim gösterge Eurobond sadece yüzde 7.3 gibi bir getiri veriyor. Üstelik vadesi 2030’da) İnandırıcı yönleri olan bir analiz. Ama bu yorumun tam tersini savunanlar da var. Ona çarşamba günkü yazıda değineceğiz. Biz hangi yorumun doğru olduğu konusunda şu anda bir şey söyleyemiyoruz.
30.07.2007
30 Temmuz 2007 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)