5 Ekim 2007 Cuma

Faizler daha hızlı düşürülmelidir...

Eylül ayı enflasyon rakamları iyi geldi. Elbette Ramazan ve eylül ayının mevsimsel özellikleri nedeniyle bu seferki verilerin yorumu biraz daha karmaşık ama her şey bir yana önemli olan rakamların beklentilere kıyasla daha düşük çıkması. Tüketici enflasyonunda beklentiler yüzde 1.2-1.3 arasında bir yerdeydi. Gerçekleşme yüzde 1.03 oldu. Biraz daha ilginci 12 aylık rakamlarda. Burada tüketici enflasyonu yüzde 7.39’dan yüzde 7.12’ye geriledi. Demek ki enflasyon uluslararası çizgisini izliyor ve kademeli olarak geriliyor. Beklentiler yüzde 7’nin altına inmeye başladı. Amerika’da tüketici enflasyonu beklentileri yüzde 3 civarında... Çin’de ise yüzde 7’ye gidiyor. Son rakamlar Türkiye’de enflasyonun uluslararası ölçülere artık iyice yaklaştığını bir kez daha ispatlıyor. Mali disiplinin ve uluslararası trendlerin olumlu bir sonucu. Elbette enflasyon rakamlarında bundan sonra oynamalar olacaktır. Ama şu anda görünen faizleri artık daha hızlı indirme zamanı geldiğidir. Yanlış bir yorum ‘YTL cinsi faizler inerse o zaman talep artar... Enflasyon yine yükselir.’ YTL cinsi faizlerin iç talep üzerinde marjinal bir etkisi olabilir. Ama kendimizi kandırmayalım. Yüzde 17 artı kredi risk primi yüzde 20 eder. Reel faiz olarak bakın yüzde 12. Şimdi faizlerin 200 baz puanı indirildiğini düşünün. Reel faiz yüzde 10’a geriler. Evet kendimizi kandırmayalım. Yüzde 10 reel faizle ne yatırım yapılabilir... Ne ev alınabilir... Ne de tüketimi sürdürmenin bir anlamı vardır. Türkiye’de faizler öyle bir seviyede ki borçlanmanın yolu zaten YTL değildir. Yüksek faiz... Düşük faiz Aslında yüksek faizi savunanların bir kısmı gayet iyi biliyor. Yüksek YTL cinsi faizler bir çok bakıma talebi arttıran bir etki yapıyor. Çünkü bazı borçlanma çeşitlerinde faizi düşürüyor. Hatta bakın ne hale getiriyor. Diyelim ki yıl başında gittiniz İsviçre Frangı cinsinden borçlandınız. Üstelik kredi riskiniz yüksek... hem de çok yüksek. Yine de yüzde 5-6 gibi bir faiz verirsiniz. (İsviçre bir düşük faiz ülkesi.) Ama... Yıl başından bu yana YTL İsviçre Frangı karşısında yüzde 10 değer kazanmış durumda. Bu böyle kalsa bile borçlanma maliyetiniz... Şimdi dikkat edin... Eksi yüzde 4’e gelir. Yani hem borç almışsınız... Hem de üstüne para kazanmışsınızdır. Ödediğiniz faiz negatiftir. Neden? Carry Trade Evet negatif faiz söz konusudur çünkü Türkiye’de faizler yüzde 17’nin üzerindedir. Bu da dışarıdan oluk gibi sermaye getirmektedir... Örneğin kamyon dolusu İsviçre Frangı borçlanılmaktadır. Bunları satanlar da YTL almaktadır. Bu YTL’nin İsviçre Frangı karşısındaki gücünü artırır. Borçlanma maliyetlerini birkaç yıl için negatife çeker. Sonuç Yüksek YTL cinsi faizler hem şirketlerin, yatırımcıların bilançolarını bozmakta... Hem de dış borçlanmayı artırmaktadır. Carry Trade’in güçlü oldu zamanlarda Türkiye- Brezilya gibi ülkelerde talep her zaman güçlü olmuştur. Bu da enflasyonist bir baskı yapmıştır. YTL cinsi faizlerin düşürülmesi iç talebi ancak marjinal miktarda arttırır. Ama başka bir çok dengesizliğin düzelmesine de yardımcı olur. YTL cinsi faizlerin şimdiki seviyesinde kalması için bir neden yoktur. Tek söylenecek, faizin düşecek olması ile bazı oyucuların daha az faiz geliri elde edecek olmalarıdır.
05.10.2007-Salih NEFTÇİ

Hiç yorum yok: